Duygular BMW E39 M5 – Mantık Renault Symbol
Duygular BMW E39 M5 – Mantık Renault Symbol
Ülkemizde henüz yerli otomobil üretimi yapılamadığı ve yurt dışından ithal veya yabancı markaların ülkemizde seri üretimle kullanıcıların beğenisine sunduğu otomobiller her bütçeden kullanıcı için satışa sunuluyor. Otomobil teknolojisinin her geçen gün yenilenip geliştiği dünyada markalar her geçen gün daha fazla müşteriye otomobil satmak için kıyasıya bir mücadele içinde.
Konumuz ülkemizde sıfır kilometre bir otomobil almak için bütçesi uygun olmayan kullanıcıların ikinci el bir otomobil alırken hangi kıstaslar üzerinde durduğu? İkinci el bir otomobil almak isteyen kullanıcılar hayal ettikleri otomobili duyguları ile mi seçiyor yoksa tamamen mantıksal bir denklem üzerinde mi kararını veriyor.
Elbette her insan öncelikle bütçesi, ihtiyaçları ve gönül bağı kurabildiği, geçmişi ile güçlü referansları olan otomobil markalarını tercih etmektedir.
Ancak bazen duygularımız otomobil seçiminde bizi ikilemde bırakabiliyor.
Nasıl mı?
Şöyle;
İçinde bulunduğumuz ekonomik durum çerçevesinden değerlendirdiğimizde bir kullanıcı geçmişi olan, yedek parça, servis ve işçilik maliyetleri düşük, alım satım sirkülasyonu hızlı, yakıt tüketimi ve motor hacmi ile her anlamda ekonomik bir otomobil tercih ediyorsa bu ortalama bir kişinin mantıksal düzlemde verdiği bir karardır ve tercihleri bu yönde şekillenir.
Birde gönül bağı kurduğu, hayallerini süslediği, nerede görse iç çekip bir gün mutlaka dediği otomobil için hayal kuran kullanıcı kitlesi var ki ikinci el otomobil kullanımında en çok üzülen kitle ne yazık ki bu kitle.
Neden? Burada kullanıcı otomobilin yaşını, donanımını, motor hacmini, yedek parça veya işçilik maliyetlerini hiç düşünmez. Metal yorgunluğu veya hijyen konularını da aklına getirmez. Sadece o otomobil içinde keyifle seyahat edip hayallerini yaşamayı düşler. Bu düşünce yapısı içinde duygularının esiri olmuş kullanıcı detaylı bir araştırma yapmadan veya expertiz raporlarını bile almadan hayalindeki otomobili alıp bir an önce yollara düşmek ister.
Ve kâbus dolu günler başlar. Her geçen gün artan arızalar, yakıt tüketimi, motor hacmine göre vergisi, artan servis ve işçilik maliyetleri hayallerin üzerine kara bulut gibi çöker. Bir de ağır mekanik arızalar baş gösterince eldeki imkânlar çerçevesinde sağını solunu toparlayıp elden çıkarma süreci başlar ki bir otomobil sever için gerçek bir dram…
Bu duruma en çok düşen kullanıcı kitlesi olan gençler, içleri buruk bir şekilde hayallerine veda edip noter sonrası ilk dolmuşla evlerine üzgün dönerler.
Elbette istisnalar var ancak ikinci el bir otomobil alırken sadece mantık çerçevesinden olaya yaklaşmak sıradanlığın da bir parçası olmak gibi.
O zaman; bir otomobil alırken hem mantık hem de duygularımızı dengeli bir şekilde ortaya koyarsak ihtiyaçlarımızı karşılayabilecek, kullanırken bize kendimizi iyi hissettirecek, ekonomik ve şık bir otomobil sahibi olabiliriz. Kendimizce koyacağımız kriterler (yaş, motor hacmi, karoser yapısı, donanımı) daha sağlıklı sonuçlar elde etmemize olanak sağlayacaktır.
Şimdiden yapacağınız tercihlerin size hep mutluluk getirmesini umar, kazasız sürüşler dilerim.
Tolgahan KORKMAZ